ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

BAKARA

119

 

إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ بِالْحَقِّ بَشِيراً وَنَذِيراً وَلاَ تُسْأَلُ عَنْ أَصْحَابِ الْجَحِيمِ

 

119. Şüphe yok ki Biz seni hak ile müjdeleyici ve korkutucu olarak gönderdik. Cehennemliklerden sorumlu tutulmazsın.

 

"Şüphe yok ki Biz seni hak ile müjdeleyid ve korkutucu olarak gönderdik." Müjdeleme ve korkutmaya dair açıklamalar daha önceden (el-Bakara, 6 ve 25. ayetlerde) geçmiş bulunmaktadır.

 

"Cehennemliklerden sorumlu tutulmazsın." Mukatil der ki: Peygamber (s.a.v.): "Eğer Allah yahudiler üzerine azabını indirecek olursa mutlaka iman ederler." deyince Yüce Allah: "Cehennemliklerden sorumlu tutulmazsın" buyruğunu inzal buyurdu. Cumhur bu anlamı verecek şekilde (...) kelimesini "te" harfini ötreli olarak okumuşlardır. Bu taktirde "müjdeleyici ve korkutucu olarak" buyruğuna atıf ile hal konumunda olur. Anlamı: Biz seni onlardan sorumlu olmamak üzere müjdeleyici ve korkutucu olarak hak ile gönderdik demek olur.

 

Said el-Ahfeş ise bu kelimeyi "te" harfini üstün ve lam harfini de ötreli olarak: "Sormazsın," şeklinde okumuştur. Bu durumda yine aynı kelimelere hal konumunda atıf olur. O takdirde bu buyruğun anlamı şöyle olur: Şüphesiz Biz seni onlar hakkında sen soru sormaksızın, hak ile müjdeleyici ve korkutucu olarak gönderdik. Çünkü Yüce Allah'ın uyarılmalarından sonra küfre sapacaklarını bilmesi onlara dair soru sormaya ihtiyaç bırakmaz. Sen onlara dair soru sormazsın şeklindeki okuyuşun ifade edeceği anlam budur. Onun sorumlu tutulmaması ise Hz. Peygamber'in gereken uyarı ve müjdeyi yaptıktan sonra inkar edenlerin küfürleri dolayısıyla sorumlu tutulmayacağını ifade eder.

 

İbn Abbas ve Muhammed b. Ka'b da şöyle demiştir: Resulullah (s.a.v.) bir gün: "Keşke anne babama ne şekilde muamele edildiğini bir bilebilsem" demiş bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil olmuştur. Bu ise nehiy olarak ve "lam" harfini sükünlu olarak (...): Sorma, şeklinde okuyanın kıraatine uygun bir açıklamadır. Bu şekilde ise yalnızca Nafi' okumuştur. Bunu iki şekilde açıklamak mümkündür:

 

a) Hayatta olup isyan eden ve küfre sapan kimselerin durumu hakkında soru sormayı yasaklamaktadır. Çünkü o kişinin durumunda bir değişiklik olup küfürden imana, masiyetten itaate dönüş yapabilir.

 

b) Daha zahir olan anlamı ise, küfür ve masiyet üzere ölen kimsenin durumuna dair soru sormayı yasaklamakta olduğudur. Bundan kasıt ise bu şekilde ölenin durumunun büyük ve oldukça ağır bir halde bulunacağını ifade etmektir. Nitekim: Filan hakkında hiçbir şey sorma, demek de bu tür bir anlam ifade eder. Yani senin umduğundan da kötü bir haldedir.

 

İbn Mes'ud: "Asla sana sorulmayacaktır" şeklinde, Ubey b. Ka'b ise: "Sana sorulmayacaktır" şeklinde okumuşlardır ki her iki okuyuş da (mana itibari ile) cumhurun kıraatine uygundur ve kendisnin onların durumundan sorumlu tutulmayacağını ifade etmektedir.

 

 

Bir görüşe göre ise o anne babasından hangisinin daha erken öldüğünü sormuş ve bu ayet-i kerime nazil olmuştur. Bizler ''et-Tezkire'' adlı eserimizde Yüce Allah'ın onun için annesini ve babasını diriltip ona iman ettiklerini kaydetmiştik. Ayrıca Hz. Peygamber'in bir adama: "Muhakkak benim babam da senin baban da cehennemdedir" dediğini belirtmiş ve buna dair açıklamalarda bulunmuştuk. Allah'a hamdolsun.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Bakara 120

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR